Dil canlıların beslenmesini sağlamaktadır . Canlılar aldığıbesinlerin tadına dil sayesinde varmaktadır. Bitki ve hayvan kaynaklı olan bütün besinlerin kendilerine özgü farklı tatları bulunmaktadır. Aslında aynı elementten meydana gelse bile beynimiz bu tatları tatlı , acı, ekşi ve tuzlu olarak ayırmaktadır.İnsanlar bir çok meyveyi birbirlerine benzeseler biletatları sayesinde birbirinden ayırt edebilmektedir.
Tatlı besinleri algılayacak olan tomurcuk şeklindeki alıcı sinir uçları dilimizin yan kenarı ve ön kısmında bulunmaktadır. Tuzlu besinleri algılayacak olan receptörler dilimizin orta kısmındadır. Ekşi ve acı besin maddelerini algılayacak alıcılar ise dilimizin arka kısmında bulunmaktadırBesin maddeleri suda çözünmektedir. Bu suda çözünen tat maddeleri tat alma tomurcuklarını uyarmaktadır. Tat alma tomurcuklarında meydana gelen uyarılma ile birlikte bu durum sinirler aracılığıyla beynimizin tat alma merkezine bildirilmektedir. Tüm bu işlemlerin sonunda almış olduğumuz besinin tadını algılarız.
Tat tomurcukları hakkında bahsedecek olursak;
Dilimiz üzerinde bulunan her bir tomurcuk üzerinde on ile elli arasında alıcı hücre yani receptör bulunmaktadır. Bu hücrelerin kendilerini yenileme özelliği bulunmaktadır. Aldığımız besinlerin aşırı soğuk ya da sıcak olması tat tomurcuklarını olumsuz etkilemektedir. Aşırı uyarılma ile birlikte alıcı hücreler ölmektedir. Bu hücrelerin kendini yenilemesi yaklaşık yaklaşık 2 haftayı bulabilmektedir. Dilimiz üzerindeki tat tomurcukları sayısı kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Genç insanların dillerinde tat tomurcukları yaşlı bir insana göre ortalama iki kat daha fazladır. Genç bir insanda neredeyse 10.000 adet tat tomurcuğu bulunmaktadır. Bu tat tomurcuklarının sayısı yaşlandıkça azalmaktadır. Bundan dolayı genç insanlar yaşlılara göre daha iyi tat alabilmektedir.
Dilimiz üzerinde bulunan her bir tomurcuk üzerinde on ile elli arasında alıcı hücre yani receptör bulunmaktadır. Bu hücrelerin kendilerini yenileme özelliği bulunmaktadır. Aldığımız besinlerin aşırı soğuk ya da sıcak olması tat tomurcuklarını olumsuz etkilemektedir. Aşırı uyarılma ile birlikte alıcı hücreler ölmektedir. Bu hücrelerin kendini yenilemesi yaklaşık yaklaşık 2 haftayı bulabilmektedir. Dilimiz üzerindeki tat tomurcukları sayısı kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Genç insanların dillerinde tat tomurcukları yaşlı bir insana göre ortalama iki kat daha fazladır. Genç bir insanda neredeyse 10.000 adet tat tomurcuğu bulunmaktadır. Bu tat tomurcuklarının sayısı yaşlandıkça azalmaktadır. Bundan dolayı genç insanlar yaşlılara göre daha iyi tat alabilmektedir.
Dört çeşit ana tat vardır. Bunlar tatlı, acı, ekşi ve tuzludur. Bir tadın hissedilmesi için mililitrede yaklaşık on katrilyon molekül bulunmalıdır. Dil her tadı aynı derece hissetmemektedir. Dilin hassas olduğu besin maddeleri acı, ekşi, tatlı ve tuzlu olarak sıralanmaktadır.
Her besinde yapısına bağlı olarak farklı konsantrasyonlar bulunmaktadır. Bu konsantrasyonlardan dolayı bazı maddeler farklı tat hissi vermektedir. Örneğin sodyumklorür ve potasyumklorür moleküllerdeki yoğunluğa bağlı olarak farklı biçimde hissedilmektedir. Yani aynı madde yoğunluk değiştikçe hem tatlı hem tuzlu olarak algılanabilir. Belli bir yoğunlukta molekül bulunmaz ise tat hissedilmez.
Bazı kişiler dil üzerindeki tat alıcılarının özelliğine bağlı olarak aynı tat üzerinde farklı yorumlar yapabilmektedir. Yani bir besin birine aşırı tatlı gelebilirken diğer bir kişiye normal gelebilmektedir. Günlük yaşamdan örnek verecek olursak; kimisi çorbasına çok fazla tuz koyarken, kimisi zaten tuzlu olduğunu düşünebilmektedir. Bu durum kişisel tat algıları alışkanlıklarla açıklanmaktadır.

TAT DUYUSU VE DİL

Dilin özellikleri
*Tat almaya konuşmaya,besinleri karıştırmaya yarar.
*Tat alabilmek için maddelerin suya karışmış olması gerekir.
*Tat alma,tat tomurcuklarıyla olur.( mantar,çanak ve yaprak şekillerinde görülür
*Tat almaya konuşmaya,besinleri karıştırmaya yarar.
*Tat alabilmek için maddelerin suya karışmış olması gerekir.
*Tat alma,tat tomurcuklarıyla olur.( mantar,çanak ve yaprak şekillerinde görülür

Papillalarin insan dilindeki konumlari.
Tat alici hücreler tat alma konusunda uzmanlasmis hücrelerdir; sadece dilde ve agzin belirli bölgelerinde yer alirlar. Dildeki tat hücreleri, "tat tomurcugu" adi verilen sogana benzer yapilar seklinde biraraya toplanmislardir. Tat tomurcuklari da "papilla" olarak isimlendirilen yapilarin içinde bulunurlar. Papillalar dile pürüzlü bir görünüm veren minik çikintilardir; dilin üst yüzeyinde ve yanlarinda yer alirlar. Dört çesit papilla vardir ve bunlar dilin degisik bölgelerine dagilmis durumdadir. (Sekil 24) Bunlar içerisinde en çok dikkat çekenler dilin ön bölümlerinde bulunan mantarsi papillalardir; özellikle süt içtikten sonra daha da görünür hale gelirler. Digerlerine göre daha büyük ve daha az sayida olanlar çanaksi papillalardir; dilin arkasinda ters bir V harfi biçiminde dizilmislerdir. Yapraksi papillalar ise dilin arka yanlarindadir. Mantarsi, çanaksi ve yapraksi papillalar tat tomurcuklarini barindirirlar. Tat tomurcugu içermeyen ve sayica en çok olanlar ise ipliksi papillalardir; neredeyse dilin tüm yüzeyini kaplarlar. Ipliksi papillalar dokunma duyusuyla ilgili olarak görev yaparlar.
Tat alma sistemimizdeki hücrelerin tam olmasi gereken sayida ve en ideal sekillerde bulunmalari çok üstün bir yaratilis delilini gözler önüne sermektedir. Diger bir harikuladelik de bunlarin tam olmalari gereken yerde bulunmalaridir.Tat alma sistemindeki pek çok detaydan sadece birisi degisseydi; mesela tat hücreleri dilin üzerinde ve yanlarinda degil de altinda olsaydi ne olurdu? Cevap açiktir; tat algisi da büyük ölçüde kaybolur ve insan zor duruma düserdi. Tat hücrelerindeki her detayin yerli yerinde olmasi, akil ve sagduyu sahibi insanlara sunu hatirlatir: Allah'in herseyi mükemmel bir düzen içinde ve kusursuz yarattigi gerçegini.
Herkes bir organizasyonun organizatör olmaksizin, bir düzenlemenin düzenleyici olmaksizin gerçeklesemeyecegini kabul eder. Söyle bir etrafiniza bakin, gördügünüz hersey bir tasarim ürünüdür: Masa, sandalye, lamba, perde, pencere cami, televizyon, bilgisayar… Bunlardan kat kat daha kompleks olan tat alma sistemi de üstün bir tasarimin ürünüdür. Bu üstün tasarimin sahibi de alemlerin Rabbi olan Allah'tir. TAT ALMA VİDEOSU
